بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ ١٠

Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

– Diyanet İşleri

وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ ١١

Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir).

– Diyanet İşleri

لِأَيِّ يَوۡمٍ أُجِّلَتۡ ١٢

(Bu) hangi güne ertelenmiştir?

– Diyanet İşleri

لِيَوۡمِ ٱلۡفَصۡلِ ١٣

Hüküm ve ayırım gününe.

– Diyanet İşleri

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ ١٤

Hüküm ve ayırım gününü sen ne bileceksin.

– Diyanet İşleri

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٥

O gün vay yalanlayanların hâline!

– Diyanet İşleri

أَلَمۡ نُهۡلِكِ ٱلۡأَوَّلِينَ ١٦

Biz öncekileri helâk etmedik mi?

– Diyanet İşleri

ثُمَّ نُتۡبِعُهُمُ ٱلۡأٓخِرِينَ ١٧

Sonra arkadan gelenleri de onların peşine takacağız.

– Diyanet İşleri

كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ ١٨

Biz suçlulara işte böyle yaparız.

– Diyanet İşleri

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١٩

O gün vay yalanlayanların hâline!

– Diyanet İşleri

أَلَمۡ نَخۡلُقكُّم مِّن مَّآءٖ مَّهِينٖ ٢٠

Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı?

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu